28 Ocak 2014 Salı

Subliminal / Bilinçaltı Mesajlar (1)



29 Ocak 2014 Çarşamba
İnegöl Okur Gazetesi



Günümüz iletişim dünyası, algılarımızı aşan teknik ve telkinlerle donatılmış şekilde her kültürde, her yaşta ve cinsiyette insanı etkileyebilen / yönlendirebilen bir sistem üzerine kurulmuştur. Her bilimsel gerçeğin keşfinde olduğu gibi bu gerçek de insanların yararına ya da sonuçlarına bakılmaksızın zararına hizmet eder hale sokulabilmektedir. Bilinçaltı mesaj tekniği, bu uygulamaların en yaygını ve yönlendirme kabiliyeti en en güçlü olanıdır.
Bu teknik ilk kez 1957 yılında James Vicary tarafından New Jersey’de “Picnic” adlı bir filmin sinema gösterimi sırasında bilinçli olarak deneylenmiştir. Vicary, her 5 saniyede bir flaş şeklinde patlayan ve gözle görülmeyen ancak beynimizin algıladığı bir görüntüyü ekrana, saniyenin 1/3000’i gibi kısa bir süre aktararak gözlem yapmıştır. “Coca Cola için!” ve “Acıktınız mı? Popcorn Yiyin” şeklindeki perdeye yansıyan ve gözle görülemeyen mesajlar, o seanslarda popcorn satışını %57,8, kola satışını ise %18,1 oranında artırmıştır. 1974 yılına kadar uygulanan benzer çalışmalar, bu tarihte Amerikan Milli İletişim Komitesi tarafından yasaklanmıştır. Ancak sözkonusu durum sadece bilinçaltına yönelik olduğundan önüne geçilmesi mümkün değildir ve günümüzde de farklı amaçlar için hala sürdürülmektedir.
Bu yöntem görüntü ile olduğu gibi ses ile de uygulanabilmektedir. Kulağımızın duyabileceği ses aralığının altında ya da üstünde algıladığımız her ses, biz farkında olmasak bile beynimiz tarafından algılanabilir. Ancak görsel iletişim toplumsal açıdan çok daha yaygın olduğundan yoğunluk bunun üzerinedir.
Algı düzeyimizi aşan her iki durumda da beynimiz bir kayıt cihazı gibi görüntü ve sesleri kaydederek, yaşamımız boyunca yaklaşımlarımızı, tutumlarımızı ve davranışlarımızı direk etkileyebilmektedir. Yöntemin ortaya çıkışı pazarlama amaçlı olsa dahi toplumları yönlendirme gereksinimi duyulan her konuda kullanılmaktadır. Bu konuların topluma faydalı olup olmadığı, uygulama mecralarını ellerinde bulunduran kişi ve kurumların insafına bırakılmış durumdadır. Herhangi yasal bir yaptırımı bulunmayan ve denetlenemeyen bu yöntem, başta çocuklar olmak üzere tüm toplumlar üzerinde bir risk unsurudur. Risklerin neler olduğu başlı başına örnekleriyle irdelenmesi gereken bir konu olduğundan daha sonraya bırakalım.
Üzerinde durulması gereken bir diğer ayrıntı ise yöntemin etkisidir. Kola ve popcorn örneği ölçülebilir sonuçlar verdiğinden iredelemek daha olasıdır. Ancak pazarlama dışında kullanılan ve amacını tespit edemeyeceğimiz durumlarda bu etki uzun vadede, toplumsal tutumları etkileyen ve kontrolü sağlanamayan sonuçlar doğurabilir. Örnek vermek gerekirse; Amerikan halkı üzerinde 11 eylül saldırısının “müslüman teröristler” tarafından yapıldığına dair oluşturulan algı halen devam etmektedir. Aksi defalarca kanıtlanmış olmasına rağmen yıllardır izlenen genel politika ve sürekli telkin edilen bilinçaltı mesajlarla Amerikan halkının gerçeği görme yeteneği ortadan kaldırılmıştır.
Böylesine geniş kitleleri etkileyebilen, sonuçları bakımından oldukça önemli olan bilinçaltı mesaj tekniği konusu ne yazık ki toplumumuzda ve iletişim mecralarımızda pek fazla dile getirilmemektedir. Sebebinin de ayrıca tartışılması gerekirken, “toplumsal önderlerimiz” tarafından dile bile getirilmemiş ve görünen o ki hiçbir zamanda getirilmeyecektir. Selam İle…