Genetik kültürümüz, sosyal yapımız ve
aile kültürümüz algı filtrelerimizi oluşturan etmenlerdir. Bu etmenlerin
yoğunluğu tutumlarımızı, tutumlarımız da davranışlarımızı etkilemektedir. Tabiatımız
gereği beynimiz birçok konuda kendini koruyabilen bir yapıya sahiptir. Yukarıda
bahsettiğim algı filtrelerimiz çerçevesinde tehdit olarak algıladığı her
bilgiyi koşulsuz reddederek kendiliğinden bir koruma sistemi geliştirmiştir. Basit
bir örnek ile; araba kullanırken yolu görmek zorundasınızdır ve öyle de
yaparsınız. Ancak yol sadece bilinçli olarak yoğunlaştığınız yerdir. Aslında
yolun kenarındaki kaldırımı, evleri, dükkanları ve bunların ne renk olduğunu
beynimiz kayıt altına alır. Araba kullanırken dikkatinizi yola vermeniz gerektiğinden,
diğer tüm ayrıntılar beynimiz tarafından tehdit olarak algılanır ve bilincimize
bunları reddetme telkininde bulunur. Bu savunma sisteminin açık vermesini ve
tehdit olarak algıladığı bilgileri / mesajları tehdit olmaktan çıkarmak
bilinçaltı mesajların görevidir. Bilinçli olarak algıladığımız tehditlere karşı
anında savunma sistemimizi harekete geçirerek tepki verebiliyorken, bilinçaltı
mesajların farkında olmadığımızdan, doğru yöntemlerle iletilen tüm mesajlar
tutum ve davranışlarımıza etki etmektedir. Reklam örneklerinde olduğu gibi
sürekli tekrarlanan bilgi, beynimizin o bilgiyi sıradan bir mesaj olarak
algılamasını ve tehdit kapsamından çıkarmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu ve
bunun gibi birçok yöntem görsel ve işitsel olarak sosyal ve psikolojik
hayatımızın içerisindedir.
Özellikle
çocukları hedef alan bilinçaltı mesajlar, beyinleri boş ve bilgi düzeyleri
düşük olduğundan; çizgi film, oyuncak ve benzeri yollarla çocukların gelişimine
olumsuz etki etmektedir. Sosyal video paylaşım sitelerinden, özellikle çizgi
filmlerde ne gibi mesajların, ne şekilde iletildiğine “çizgi filmlerde
bilinçaltı mesajlar” şeklinde aratarak inceleyebilirsiniz.
Kapitalizmin fikir babalarından
Freud’un en büyük kozu olan cinsellik, bilinçaltı mesajların risklerinde de en
başı çekmektedir. Televizyon, gazete, afiş gibi mecralarda, hatta sokaklarda
bile cinsellik; ekonomik ve sosyal statü kazanımları amacıyla bireysel ve
kurumsal açıdan istismar edilmektedir. Aslında istismarın da ötesinde bilinçli
bir şekilde “sıradanlaştırılmaktadır”. Bu sıradanlaştırmanın amacı insanların
tek düze düşünmelerini sağlayarak, uzun vadede tek bir dünya düzeni
oluşturmaktır. Bu konuyu daha sonra irdeleyeceğiz.
Peki tüm bunları kim ya da kimler,
neden yapmaktadır? Bir çizgi filmin içerisine saklanan bilinçaltı mesajın amacı
ne olabilir? İnsanoğlunun en hassas ve özel olan cinsellik dürtüsünün bu kadar
sık ve alenen kullanılmasındaki amaç nedir? Ekonomik çıkarlar ve sosyal
yozlaşmayı amaçlamanın yanında başka nedenler var mıdır? Tüm bu sorulara cevap
arayalım. “Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen
canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağırlar,
dilsizlerdir.” (Enfal/22). Selam ile…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder