2 Nisan 2014 Çarşamba

İznik Konsili (Konsey) ve İncil

Milattan sonra 325 yılında üçyüzden fazla hristiyan rahip, dönemin Roma İmparatoru Konstantin'in emri ile, İznik'teki konsilde bir araya gelmiştir. Konsil'in toplanma amacı, Hz. İsa'nın ölümünden sonra, onun Tanrı'nın oğlu inanışını şekillendirmek ve İncil üzerinde itilaf edilen konulara açıklık getirmektir. Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğu inancı İncil'deki bazı ayetlerin yorumlanması üzerine ortaya atılmış ve dönemim güçlü rahipleri tarafından savunulmuştur. Aksini iddia eden ve Hz. İsa'nın sadece bir peygamber olduğunu savunan küçük kesimin başını, dönemin Mısırlı rahibi Airus çekmektedir. Airus'un görüşlerini destekleyenler ise yaklaşık yirmi kişilik bir rahip topluluğudur. İmparator Konstantin, Airus'un destekçisi olan ve doğuda yaşayan rahiplerin konsile katılmaması için, önce Ankara olarak duyurusu yapılan konsilin yerini İznik olarak değiştirmiş ve aslında sonucu en başından belirlemiştir.
Günümüze kadar gelen ve hepimizin bildiği Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesi söz konusu konsilde alınmış olan bir karardır ve bunu kabul etmeyen herkes "sapkın" olarak ilan edilmişlerdir. Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu önermesi de yine konsil kararıdır. Konsil'in karar metnini bir alıntıyla gözden geçirelim.
"İnanıyoruz ki...
Rab İsa mesih tanrının oğludur...
Baba tanrıdan sudur (meydana çıkma, türeme) etmiştir...
Baba tanrı ile aynı özdendir. Tanrıdan tanrıdır...
Işıktan ışıktır...
Tanrıyla aynı özden olup, tanrıdan sudur etmiştir...
Yaratılmamıştır...
Onun (Hz. İsa) aracılığıyla gökte ve yerde olan herşey yaratılmıştır...
O ki biz insanlar için, kurtuluşumuz için aşağı inmiş, beden bulmuş ve insana dönüşmüştür...
Acı çekmiş, üçüncü günde dirilmiş ve göğe yükselmiştir...
Ölüleri ve dirileri yargılamak için yeniden gelecektir...
Ve inanıyoruz ki Kutsal Ruh da tanrıdandır...
Eğer kim "Tanrı'nın oğlunun olmadığı bir zaman vardı", "sudur etmeden önce yoktu", "önceden var olmayan şeylerden yapıldı", "Baba'dan farklı bir özdendir" ya da onun bir yaratılmış olduğunu ve dönüşüme açık olduğunu diyecek olursa... Katolik kilisesi tüm bu sözleri söyleyenleri lanetler... (Kaynak: Katolik Ansiklopedisi, "Birinci İznik Konsili", 1913)

Yukarıdaki metne imza atmayan Airus ve yandaşı olan az sayıdaki rahip afaroz (dinden çıkarma) edildiler. Yarım yüzyıl direnmeye devam etseler de günümüze herhangi bir anlayış aktaramamışlardır. Luka, Matta, Yuhanna ve Markos isimli rahiplerin "yazdığı" incil, yazılan yüzlerce incil arasından kabul görenler oldu ve bugünkü incili oluşturdu. Roma katolik kilisesi "Tanrı'nın iradesi bu toplantıda tecelli etti" dese de, görünen o ki asıl tecelli eden Roma İmparatorluğunun iradesidir.
İnsanların görüşlerini, özellikle de dini inanışlarını sorgulamak veya yargılamak elbette bizlere düşmez. Ama şu soruyu sormamak, Allah'ın ısrarla kullanın dediği aklımızı kullanmadığımız anlamına gelir. Her konuda "ileri" olan medeni hristiyan toplumların, tarihi belgelerle rahatlıkla ispatlanabilen ve mantık yürüterek dahi kavranabilecek bir durumu sorgulamadan kabul ederek geride kalması ve açıklanabilir tüm kaynakları gözardı etmesinin sebebi nedir? Bir sonraki yazımızda bu soruya olabildiğince cevap arayalım. Selam ile...
"Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden bir takımı, Allah'ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi." Bakara-75.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder